Neyse, üçümüzüz... Bir arkadaş zeki, akıllı sürekli şöyle: Burası
çıkış, burdan kaçabiliriz... Bizi sürekli çıkış yollarında tutmaya çalışıyor.
Diğer arkadaş duygusal olan, ben de böyle hırçın, haydi
ilerleyelim insanı, ondan sonra ben böyle ilerliyorum. Duygusal olan hep
aramızda kalıyor. İstiklal’deyiz, ilk gün çıkmışız oraya, yani bir gaz atmışız
kendimizi sokağa. Zeki arkadaş tutuyor, ben “Gidelim” diye bastırıyorum,
duygusal arkadaş hep aramızda. Haliyle duygusal olan arkadaş beni tutuyor.
"Gitme bari sen de gitme" diyor, çünkü hani biz iki çocuk, gidersin,
gidemezsin.
Ondan sonra yola çıktık, sonra biraz daha meydana doğru
çıktık. Bir kafe vardı, dedik ki bir kafeye gidelim, bir bakalım, bir fotoğraf
çekelim, ne kadar kalabalığız bir onu görelim.
Yukarı çıktık, sonra böyle bir durduk filan, ben duramıyorum, dedim ki kapının
önünde sizi bekliyorum.
"AMA SONRA ŞEY DE ÇOK GÜZEL, ARKA TARAFTA GAVISCON SIKANLAR FALAN…"
Bak şimdi bak, kapının önüne indim, o sırada Çarşı ekibi geçmeye başlamış tamam
mı. Adamlar nasıl güzelse takıldım peşlerine ya da onlar aldılar beni içlerine.
Bak şimdi ben bir süre sonra yürüyorum, yürüyorum, yürüyorum, "Biber Gazı
Oley"'ler var. Gaz geliyor, şeyi sıkmaya başladım hani fısfısı, viks
sürdüm filan böyle, fakat duramıyorum. Yani adamların coşkusu nasılsa hani
adamlar güzel, ben böyle onlarla yürüyen bir tip, bir bakıyorum "Sık
Bakalım"ı söylemeye başlamışlar. Ben de söylüyorum ama benim ayaklar
yerden kesildi filan...
Bir şeyler oluyor içim içime sığmıyor. Sık bakalım, sık bakalım!
En son nokta: En öndeyim!
İşte diyorum ya, ayaklar yerden kesilmiş artık orda şey, ne bileyim işte
komediye bak!
Yaaa, çok acayip, ama sonra şey de çok güzel, tabii hemen arka tarafta Gaviscon
sıkanlar falan...
Anı Sahibi: Patetes
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder